top of page
Search

Stresiniz Gerçek mi?

  • Pınar Çoruk
  • Nov 6, 2019
  • 2 min read

Bugün biraz stresten bahsetmek istiyorum. Sanırım günümüzde hepimizin hayatında bir miktar var. Hatta belki mindfulness’ın ne olduğunu tam olarak anlayamamış olmak bile siz de stres yaratmış olabilir – tabii bu durum kesinlikle benim yazılarımla tanışmadan önceydi. Büyük şehirlerde sabahın köründe evden çıkıp işe gidiyorsanız, buyrun size sabahın stres kaynağı trafik! Daha küçük yerlerde yaşıyorsanız stres kaynağınız daha az olabilir ama stres katsayınızı arttıracak bir şey illaki vardır. Hepimiz insanız, hepimizin duyguları var. Strese girmek utanılacak ya da rahatsız olunacak bir durum değil, aksine bizi tehlikeden korumak için ilkel beynimizde yaşadığımız bir duygu, yani sizi bir aslanın saldırısından korumak için geliştirilmiş mükemmel bir sistemin sonucu. Burada önemli olan nokta şu: “Yaşadığımız stres gerçek mi? Yoksa sadece beynimizin bir yaratımı mı?


Bir örnekle açıklamaya çalışayım: Sabah evden çıktınız. Çıkarken havanın kapalı olduğunu fark etmediniz. Siz durağa doğru yürürken yağmur çiselemeye başladı. Eve dönerseniz otobüsü kaçıracaksınız ve işinize en az yarım saat gecikeceksiniz. Üzerinizde ne yağmurluğunuz ne yanınızda şemsiyeniz var. O an vermeniz gereken kararı verirken içinizden eve dönmek geçse de işe geciktiğinizde yöneticiniz ile yaşayacağınız muhtemel tartışmayı düşündünüz. Bu tartışma size diğer tartışmalarınızı hatırlattı ve geçmişte gezinmeye başladığınızda yağmura aldırmadan durağa doğru koşmaya karar verdiniz. Bir yandan geçmişinizin hesabını yaparken, yağmur şiddetini arttırdı. Başladınız kendinize söylenmeye, “Hava durumunu neden dinlemedim ki, evden çıkmadan önce camdan dışarı bakmak bu kadar mı zor, ne kadar sorumsuz bir davranış bu! Bak şimdi otobüsten inip iş yerime ulaşana kadar yağmurda sırılsıklam olacağım”. Aslında sadece hava durumunu dinlememiş olmak durumundan kendinizi “sorumsuz” olmakla etiketlemeye kadar geldiniz. Bu kendinizle ilgili bir inanç haline geldi, oysaki tek yaptığınız hava durumunu kontrol etmeden dışarı çıkmış olmanızdı. Yağmurda ıslanacak olma fikriniz, daha önce yaşamış olduğunuz bir deneyime sizi götürdü, daha önce de bu başınıza gelmiş ve siz sonrasında üç gün evde hasta yatmak zorunda kalmıştınız. “Eyvah! Ya hastalanırsam, projeyi yetiştiremem, projeyi yetiştiremezsem kesin kovulurum! Ve evet bu projeye daha önce başlamış olabilirdim! Kesinlikle sorumsuzum!”


Zihniniz bu düşünceleri üretirken, size hormonlardan oluşan harika bir kokteyl hazırladı. Kan basıncınız artmaya, belki de elleriniz terlemeye başladı. Peki bu düşüncelerin sadece düşünceler olduğunun farkında mısınız? Yani sabah başlayan sağanak yağmurdan başladık, işten kovulma ihtimalinize geldik, ve kendimizle ilgili hiç de gerçek olmayan, sorumsuz olduğumuzla ilgili bir inanç oluşturduk. Kendimize yarattığımız bu stres kesinlikle gerçek değildi. Maymun zihniniz gezinirken, bu sefer de bir gerilim filmi çevirmek istedi, siz de kapılıp gittiniz. Tek gerçek o sabah yağan sağanak yağmurdu! Ve bu film çok daha pozitif bir komedi filmi de olabilirdi…

 
 
 

コメント


bottom of page